Geçtiğimiz ay Cumhuriyetimizin 100.yılını coşkuyla kutladık. Bize bu Cumhuriyet’i armağan eden Atatürk’ü ise yalnızca 10 Kasımlarda değil aslında yılın her anı saygı ve sevgiyle anıyoruz. Atatürk'ün en büyük mirası olarak gördüğü Cumhuriyet ve o dönemde gerçekleştirilen modernleşme çalışmaları, bugün 100 yıl sonra bile toplumumuzun yaşam biçimini ve refah seviyesini olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. Bu sebeple Cumhuriyet’i ilan ettikten sonra Türkiye’yi çağdaş bir devlet ve toplum olarak yeniden şekillendirmek için büyük bir çaba gösteren Atatürk’e ne kadar teşekkür etsek azdır.
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet sonrasındaki bu çalışmaları ile beslenme alanında da önemli reformlara öncülük etmiştir. Beslenme alanında yapılan reformlar Türk mutfağını da büyük ölçüde etkilemiş ve değiştirmiştir. Gelin, sizlerle Türk mutfağında meydana gelen değişimleri ve Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen reformları inceleyelim.
Türk mutfağındaki dönüşüm
Osmanlı'da yemek kültürü demek aslında saray mutfağı demekti. Bu mutfak 15.yüzyıldan 19.yüzyıla kadar farklı kültürlerin etkisiyle değişmiş ve çeşitlenmişti. Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ise Türkiye’de iki tip mutfak kültürü oluşmuştu. Kırsal bölgelerde Osmanlı'dan kalan geleneksel mutfak kültürü devam ederken kent merkezinde batı tarzı modern sofra düzeni ve adabı yavaş yavaş benimseniyordu. Bu dönemde şehir merkezlerinde dışarıda yemek yeme kültürü oluşmaya başlamıştı. 19.yüzyılın ortalarında İstanbul'da açılmaya başlayan Avrupa tarzı restoranların sayısı Cumhuriyet döneminde hızla artarken dışarıda yemek yemeye başlayan kişiler batı restoran kültürüyle tanışmış oldu. Tabi ki kent merkezi beslenme anlamında tamamen Batı'dan etkilenmemişti. Kentlerde iş olanaklarının artmasıyla kırsaldan kente yapılan göçler Anadolu’nun yöresel mutfaklarının da şehre taşınmasını sağladı. Anadolu'dan taşınan yemekler arasında içli köfte ve lahmacun gibi yöresel yemeklerimiz bulunmaktaydı. Türk mutfağının şekillenmesinde Batı’dan ve Anadolu’dan sentezin yanı sıra Cumhuriyet’ten sonra yapılan reformlar da etkili olmaya başladı.
Reformlar beslenmeyi nasıl değiştirdi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, beslenme ve gıda alanında önemli reformlar gerçekleştirildi. Bu reformlar, ülkenin modernleşmesi, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştırılması ve halkın beslenme bilincinin artırılması amacıyla hayata geçirildi. İlk olarak, Cumhuriyet döneminde sağlıklı beslenme hakkında halka eğitimler vermeye büyük önem verildi. Okullarda beslenme eğitimleri verildi, halka dengeli ve sağlıklı beslenmenin önemi vurgulandı. 1933 yılında başlayan Okul Sütü Programı ile öğrencilere her gün ücretsiz süt dağıtımı başlatıldı. Bu uygulama ile çocukların daha iyi beslenmesini teşvik ederek sağlıklı nesillerin yetişmesini amaçladılar. Gıda endüstrisinde de önemli adımlar atıldı. Üretim hızını artırmak için modern fabrikalar kuruldu. Örneğin, ekmek üretiminde taş fırınlar yerine modern un değirmenleri kullanılmaya başlandı. Tüm bu çabalar, Türk halkının daha sağlıklı bir şekilde beslenmesini teşvik etmek ve ülkenin modernleşmesine katkı sağlamak amacıyla başarıyla hayata geçirilen önemli adımlardı. Gıda sanayisi ve toplum sağlığının yanı sıra tarım alanında yapılan reformlar da beslenmeyi olumlu etkilemiştir.
Tarımın modernleşmesi
Beslenme topraktan başladığı için, Türkiye'nin de beslenmesine büyük ölçüde yön veren adımlar tarım yenileşmeleriyle başlamıştır. Cumhuriyeti daha ilan etmeden önce bile tarımla ilgili ilk beyannameyi yayınlayan Atatürk "Çiftçi ve çoban bu millet için temel unsurdur. Türkiye'nin asıl sahibi ve efendisi gerçek üretici olan çiftçidir." diyerek tarıma verdiği önemi dile getirmiştir. Tarım reformları, tarım yöntemlerini modernleştirerek verimliliği artırmayı hedefliyordu. Sulama projeleri, toprak düzenlemeleri ve yeni tarım teknikleri, daha fazla ürün elde edilmesine yardımcı oldu. Cumhuriyet döneminde kurulan köy enstitüleri, köylerde tarım eğitimi vererek çiftçilerin bilinçlenmesini sağladı. Tarım reformları, çiftçilerin daha etkili tarım yöntemlerini öğrenmelerini ve uygulamalarını destekledi. Bu değişimler, tarım ürünlerinin kalitesini artırarak Türkiye'nin ürünlerini dış pazarlara ihraç etmesine destek oldu. Bu da ülkenin ekonomik büyümesine katkı sağlamasının yanı sıra Türkiye’de yetişen ürünlerin ve dolayısıyla Türk mutfağının tüm dünyaya açılmasına olanak sağlamıştır. Bugün, Türk mutfağı dünya genelinde büyük bir ilgi görüyor ve birçok farklı yemek ve tatlı çeşidi bulunuyor. Bu, Cumhuriyet dönemi reformları ve modernleşme çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan zengin ve çeşitli bir mutfak kültürünün güzel bir yansımasıdır.
Tüm teşekkürler O’na..
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, beslenme alanında gerçekleştirdiği reformlarla ülkemize büyük bir miras bırakmıştır. Atatürk'ün liderliği ve vizyonu sayesinde okul sütü programı, gıda güvencesi ve sağlık standartlarının yükseltilmesi gibi reformlar, halkımızın sağlıklı bir şekilde beslenmesine ve gelişmesine katkı sağlamıştır. Atatürk'ün bu öncü adımları sayesinde, bugün bile Türkiye'nin beslenme politikaları şekillenmeye devam ediyor. Onun mirasıyla, daha sağlıklı, bilinçli ve güçlü bir nesil yetiştirmek için yola devam ediyoruz.
Ülkemiz adına verdiği tüm emeklerinden dolayı bu 10 Kasım’da da Atatürk’ü rahmetle ve sevgiyle anıyoruz.